15 Mart 2008 Cumartesi

Bizleri kah güldüren kah şaşırtan bilgiler

Aslında bu bilgileri bilsek de olur bilmesek de. Buna karşın bu bilgileri nerede söylesek herkesin ilgisini çeker, dinleyenler gözlerini sizden ayırmaz.

Aslında bu bilgileri bilsek de olur bilmesek de. Buna karşın bu bilgileri nerede söylesek herkesin ilgisini çeker, dinleyenler gözlerini sizden ayırmaz.Kimine herkes güler kimine ise şaşırır. İşte bizleri kah şaşırtan kah güldüren,kah düşündüren o bilgiler:

- Deniz kobrası, dünyanın en zehirli yılanıdır.

- Filler zıplamayan tek memelilerdir.

- Yetişkin bir ayı, bir at kadar hızlı koşabilir.

- 2 bin 600 kurbağa cinsi vardır.

- Bir sineğin, saatteki hızı 8 km’dir.

- Yunuslar, gözleri açık uyurlar.

- Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır.

- Bir devekuşunun gözü beyninden büyüktür.

- İnek sütünün PH değeri 6’dır.

- Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarının büyüklüğüne eşittir.

- Dalmaçyalılar gut olmayan tek köpek cinsidir.

- Ayı inlerinin girişleri her zaman kuzeye bakar.

- Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.

- Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur.

- Üzerinde barkodu olan ilk ürün Wrigleys marka sakızdır.

- Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.

- Hipopotamlar insandan daha hızlı koşarlar.

- Meşe ağaçları elli yaşına gelmeden meşe palamudu üretemezler.

- Aslanlar bir günde 50 kez çiftleşebilirler.

- İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmağınki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.

- Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.

- Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde “başkent” anlamına gelir.

- Kanada, Kızılderili dilinde “büyük köy” anlamına gelmektedir.

- İngilizce’deki Wendy ismi, Peter Pan hikayesinde kullanılmak üzere uydurulmuştur.

- Sahra Çölü’ndeki Tidikelt kasabasına on yıl boyunca hiç yağmur yağmamıştır.

- Mumyaların ayak parmakları tek tek sarılarak mumyalanmıştır.

- Dünyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim yer almıştı. 1878 yılının şubat ayında Connecticut New Haven’da yayınlanmıştı.

- Yataktan düşerek ölme olasılığı iki milyonda birdir.

- ABD’de, yaşları 20 ile 29 arasında olan zenci erkeklerin üçte biri ya hapiste ya da gözaltında tutulmaktadır.

- Ortalama bir erkek, hayatının 3 bin 350 saatini tıraş olmak için harcar.

- Geçen 3 bin 500 yılın, sadece 230 yılı barış içinde yaşanmıştır.

- Sallanan sandalyede hiç durmadan sallanma rekoru 440 saattir.

- Bir cam kırıldığında, ufalanan parçalar saatte üç bin millik bir hızla etrafa saçılır.

- İnsan saçı, üç kilo ağırlık kaldırabilecek esnekliktedir.

- Günümüzde, evlenenlerin yarısı boşanmaktadır.

- Beethoven beste yapmadan önce kafasını soğuk suya sokardı.

- Her 25 kişiden biri astım hastasıdır.

- Uranüs, çıplak gözle görülebilen bir gezegendir.

- Kaptan Cook, Antarktika hariç bütün kıtalara ayak basan ilk insandır.

- Günışığından daha fazla yararlanmak için ileri saat uygulamasını Benjamin Franklin başlatmıştır.

- Bir okyanusun en derin yerinde, demir bir topun dibe çökmesi bir saatten uzun sürer.

- Bugüne kadar ölçülmüş en büyük buz dağı, 200 mil uzunluğunda ve 60 mil genişliğindedir ve Belçika’dan daha büyük bir yüzölçümüne sahiptir.

- Charles Dickens, uykusuzluk hastalığına yakalanmıştı. Sadece yüzünü kuzeye dönerse uyuyabileceğine inanıyordu.

- Bugüne kadar kaydedilmiş en büyük dalga, 1971 yılında Japonya’nın Ishigaki Adası’nda 85 metre yüksekliğine ulaşmıştır.

- Açık bir gecede, çıplak gözle iki bin ayrı yıldızı görmek mümkündür.

- Kış aylarında, Moskova’daki buz pateni pistleri 250 bin metrekarelik bir alanı kaplar.

- Rusya’da doğudan batıya doğru seyahat edilirse, yedi saat kuşağı geçilir.

- Norveç’in kuzeyinde, her yaz 14 hafta gece gündüz güneşli geçer.
- Sadece dişi sivrisinekler ısırır.

- Dünyada her dakika iki tane düşük şiddette deprem olmaktadır.

- Hindistan’daki yıllık doğum sayısı, Avustralya’nın toplam nüfusundan fazladır.

- Rusya’nın dörtte biri ormanlarla kaplıdır.

- Tarih boyunca yeryüzünde bulunan altınının 200 kat daha fazlası okyanuslarda bulunmaktadır.

- Köpeklerin ter bezleri ayaklarındadır.

- Larry Hagman (JR.) Dallas dizisinin setinde hiç kimsenin sigara içmesine izin vermezdi.

- Salatalığın yüzde 96’sı sudur.

- Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.

- Peru’da hiç umumi tuvalet yoktur.

- Timsahlar renk körüdür.

- Yarım kilo bal yapabilmek için arılar iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorundadırlar.

- Sadece dişi kanaryalar ötebilir.

- Tarantulalar iki buçuk yıl yiyeceksiz yaşayabilirler.

- Havuca rengini karoten verir.

- İnciler sirkede erir.

- Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir.

- Rodin’in ünlü ‘Düşünen Adam’ heykeli aslında İtalyan şair Dante’nin portresidir.

- En fazla asfaltlı yola sahip ülke Fransa’dır.

- Sihirli sözcük ‘abrakadabra’ ilk olarak yüksek ateşli hastaların ateşlerini düşürmek için söylenmişti.

- Marilyn Monroe’nun altı ayak parmağı vardı.

- Albert Einstein dokuz yaşına kadar düzgün konuşamamıştı.

- Her iki taraf da kan bağışında bulunursa, Paraguay’da düello yapmak yasaldır.

- Eiffel Kulesi’nin tepesine çıkana kadar 1792 basamak var.

- Kaydedilen en uzun tavuk uçuşu 13 saniyedir.

- Dünyadaki beyaz karıncaların toplam ağırlığı insanların 10 katıdır.

- Eşeklerin gözleri dört ayaklarını da görebilecek şekildedir.

- Kedilerin her bir kulağında 32 adale vardır.

- Kutup ayıları solaktır.

- Zürafalar 35 cm. uzunlukta siyah bir dile sahiptirler.

- Hayvanlar aleminde sadece domuzlar güneşten yanabilir.

- İnsanları parmak izinden, köpekleri ise burun izinden tanımak mümkündür.

- Develerin üç tane kaşı vardır.

- Kirpiler suyun üzerinde batmadan kalırlar.

- Istakozların kanı mavi renktedir.

- Kuş örümceği sırtında 300 yavrusuyla gezer.

- Keseli farenin yavruları annelerinin sırtına ısırarak tutunur.

- Salyangozların 25 bine yakın dişi vardır.

- Yılanlar duyamaz.

- Zürafalar yüzemez.

- Kediler şeker tadını ayırt edemez.

- Timsahlar, dillerini dışarıya çıkaramazlar.

- Kangurular, geriye doğru yürüyemez.

- Kelebekler, ayakları ile tat alırlar.

- Atlar, bir ay ayakta kalabilirler.

Bu da oldu! Çocuğuna 'Yahoo' adını verdi

Bebeklerine '@' ismini veren Çinli çiftin ardından, benzer bir olay daha meydana geldi. İnternette tanışıp evlenen çift, bebeklerine "Yahoo" adını koydu.

Meksika'nın kuzeybatısındaki Baja California eyaletinin başkenti Mexicali'de yaşayan anne ve baba, ABD kaynaklı meşhur site "Yahoo!" sayesinde tanıştıkları için çocuklarına portalın ismini vermeyi uygun buldu.

Benzer bir olaya, geçtiğimiz ay Çin'de rastlanmış, genç çift, yeni doğan çocuklarına olan sevgilerinin bütün mail adreslerinde yankılanmasını istedikleri için bebeklerine '@' ismini vermek istemişti. Çinli ailenin isteği ülkedeki Devlet Dil Komisyonu tarafından reddedilirken, Meksikalı ailenin talebinin kabul edildiği açıklandı.

Mexicali Nüfus İdaresi'nden bir yetkili, geçtiğimiz günlerde de çevreci bir çiftin çocuklarına "Arbol" (Ağaç) adını koyduğunu kaydetti.

Bu soruların cevaplarını bilen biri var mı?

Bu sorulara neden olan olayları mutlaka yaşıyorsunuzdur. Ama kimse niçin böyle davrandığını düşünmez,düşünen de cevabını bulamıyordu herhalde.İşte sorular.

* Neden bozulan otobüsün yolcuları bizim otobüsümüze aktarıldığında onlara mültecilermiş gibi bakarız?

* Neden her gördüğümüz haritada hemen Türkiye'yi bulmaya çalışırız? Millet olarak dünyada kaybolma kompleksimiz mi vardır?

* Neden insanlar birbirlerine sarılınca saga-sola sallanırlar?

* Neden ögrenciler ilköğretimin beşinci sınıfına kadar öğretmene "öğretmenim" diye seslenirken altıncı sınıfta bir anda "hocam" diye seslenmeye başlarlar?

* Neden sınavlarda "4 yanlış bir doğruyu götürür" şeklinde bir uygulama ile öğrenciler cezalandırılırlar da "4 doğru bil, bir doğru da bizden" şeklinde bir kampanya başlatılıp, zekaya ve riske girme cesaretine ödül verilmez?

* Neden insanlar kapalı bir alandan yağmur yağan alana çıkınca kafalarını eğerler? Yağmura duyulan saygıdan mıdır, yoksa ondan tırstığımız için midir?

* Neden dükkanını kapatıp giden esnaf, kapıya "10 dakika sonra dönücem" yazar ve ne zaman gittiğini nasıl anlarız?

* Televizyona çıkan insanlar neden kendilerini Türkiye'deki bütün insanların izlediğini sanırlar?

Örn: "Şu anda 70 milyon bizi izliyor..."


* Neden bazi kızlarımız şirin bir hayvancağız gördüklerinde "inanmıyoruuuum!" derler, inanılmayacak olan nedir?

* Cumartesi ve Pazartesi'nin neden kendi isimleri yoktur?

* Dolmuşlardaki fiyat tarifesinde "en kısa mesafe" neden "indi-bindi" olarak tabir edilir? Önce inilip sonra mı binilir? Bir terslik yok mudur?

* Bir programı kurarken neden "kabul ediyorum" ya da "kabul etmiyorum" seçenekleri vardır? O kadar parayı bayılıp bir bilgisayar programı satın aldıktan sonra "kabul etmiyorum" seçeneğini işaretleyen bir takım saf kişiler mevcut mudur?

* Bulmacalarda boru sesinin karşılığı neden hep "ti"dir? Bulmacaları hazırlayan arkadaşlar hiç "ti" diye ses çıkaran boru görmüşler midir?


* Neden futbol takımı olan Ajax "Ayaks" diye okunur da temizlik ürünü Ajax "Ajaks" diye okunur?

* Neden ilanlarda "doktordan temiz araba" diye yazılır? Hipokrat yemininde "arabamı temiz kullanacağım" şeklinde bir madde de mi vardır?

Kazaya sebep olan inek gözaltında!

Kamboçya'da, ana yolda durarak 6 kişinin ölümüyle sonuçlanan birçok trafik kazasına neden olduğu belirtilen bir inek "gözaltına" alındı. Polis, ineği daha önce de 4 kez uyarmış!

Kamboçya polisinden Pin Doman, beyaz renkte 1,5 metre uzunluğundaki ineğin, pazartesi gecesi ana yolun ortasında durarak kazaya sebebiyet verdiğini, ineğe çarpan araçta bulunan 66 yaşındaki bir kişinin öldüğünü söyledi.

Aynı ineğin bu yıl içinde başka kazalara ve 5 kişinin ölümüne, muhtelif yaralanmalara neden olduğunu belirten Doman, ineğin karakola götürüldüğünü anlattı. Polis, daha önce 4 kez uyarılan ineğin sahibinin de hayvanların neden olduğu kazalardan sahiplerini sorumlu tutan trafik yasasına göre 6 ay hapis cezası alabileceğini kaydetti.

6 ayaklı buzağı sağlığına kavuştu

Sakarya'nın Akyazı ilçesinde dünyaya gelen 6 ayaklı buzağının fazla 2 ayağı başarılı operasyonla alındı...

İlçeye bağlı Dokurcun beldesi Cengel Mahallesi'nde yaşayan Muharrem Kındam'ın (25) ineği, geçen yıl Aralık'ta suni tohumlama ile 6 ayaklı buzağı doğurdu. Sırt kısmında iki ayağı bulunan buzağı, ilçe Tarım Müdürlüğü veterinerleri Reşat Atalay ve Murat Gözütok tarafından ameliyat edildi. Buzağının fazla iki ayağı başarılı bir operasyonla alındı.

Veteriner hekim Reşat Atalay, 70 gün önce dünyaya gelen buzağının fazla olan ayaklarını almak için büyümesini beklediklerini söyledi. Buzağının sırt bölgesinde bulunan ayaklarının hayvanın dengesini bozduğunu ve çirkin bir görünüm oluşturduğunu kaydeden Atalay, "Başarılı bir operasyonla fazla ayakları aldık. Ameliyatı daha önce yapacaktık. Fakat ölme riski vardı. Buzağının sağlık durumunda bir değişiklik olmayacak. Gelişimini sağlıklı şekilde sürdürecek." dedi.
Muharrem Kındam ise buzasının fazla ayaklarından kurtulmasından dolayı mutluluk duyduğunu söyledi.

Yüzyılın yalanı zengin etti!

Hitler'in soykırımından kaçarken kurtlar tarafından kurtarıldığı yalanını uydurdu; milyoner oldu. Belçika'da 1941 yılında Yahudi soykırımından kurtulmak için...

Belçika'da 1941 yılında Yahudi soykırımından kurtulmak için ormana kaçtığını ve 3 bin kilometre yürüdükten sonra kurtlar tarafından kurtarıldığını söyleyen 71 yaşındaki Misha Defonseca, hikayesinin gerçek olmadığını itiraf etti.

Gerçekleri Le Soir gazetesine anlatan Defonseca'nın, Yahudi bile olmadığı ortaya çıktı. Misha'nın 18 dile çevrilen "Misha: "Bir Holocaust Hatırası" adlı otobiyografi kitabı, kadına 27 milyon dolar kazandırmış, hayatını anlatan film de 6 milyon kişi tarafından izlenmişti.

Göktürkler meğerse uzaylıymış!

ABD’deki UFO konferansında konuşan “Türk UFO bilimci” Farah Yurdözü, Türk medeniyetinin uzaylılar tarafından kurulduğunu, Göktürkler’in de uzaylı olduğu ileri sürdü.

ABD’deki UFO konferansında konuşan “Türk UFO bilimci” Farah Yurdözü, Türk medeniyetinin uzaylılar tarafından kurulduğunu, Göktürkler’in de uzaylı olduğu ileri sürdü. Yurdözü’ne göre uzaylılar Türkler’le ortak bir ırk kurdu...

Tüm dünyadan binlerce uzay ve UFO meraklısını Los Angeles’ta bir araya getiren Uluslararası UFO Konferansı’nın en çok merak edilen konuşmacılarının başında “Türk UFO bilimci” Farah Yurdözü geliyor. Türkiye topraklarındaki medeniyetlerin 5 bin yıl önce dünya dışından gelen varlıklar tarafından kurulduğunu iddia ettiği “Bir Türk Ufoloğun İtirafları” adlı kitabıyla ses getiren Yurdözü, bu iddiasını yarın yapacağı konuşmada katılımcılara anlatacak. Yurdözü’nün kitapta savunduğu iddialardan bazıları şöyle:

Nemrut heykelleri uzaylıların eseri

Başka gezegenlerden gelen ziyaretçiler Türkiye’nin gizemli yerlerine inerek, gelecek nesillere kalacak ölümsüz eserler yaptı. Bunlardan biri de Nemrut Dağı’nda yer alan heykeller.

Yeni bir ırk yarattılar

Uzaylılar şu an Tükriye dediğimiz bölgede yaşayan Türk medeniyetiyle ilişkiye girerek “melez” bir ırk yarattı. Bugün hala Türkiye’ye ilgileri devam ediyor.

Göktürkler uzaylıydı

Türk medeniyeti için UFO tarihi 5 bin yıl önce başladı. İsimlerinden de belli olduğu gibi Göktürkler uzaylıydı. Gökten gelen insanlar olarak biliniyorlardı.

Kapadokya da onların

Uzaylılar Anadolu’nun birçok noktasına yer altı şehirleri kurdu.
Bunların en önemlileri Kapadokya’da yer alıyor.
Böyle 20’den fazla şehir var.

Hala dünyayı karıştırıyorlar

Dünya dışı yaratıklar hala insanları gözlemliyor ve istediklerinde kargaşa yaratabiliyorlar. Bunun en iyi örneği Ortadoğu.

Aşırı soğuktan donan kurt, ''ayakta'' öldü

Aşırı soğuklar hayvanları da vurdu. Çevre ve orman il müdürlükleri, yaban hayvanları için araziye yem ve su bırakırken, ayakta donarak ölen bir kurt bulundu.

Yurt genelinde etkili olan soğuk hava ve kar yağışı, hayatı olumsuz etkiliyor. Anadolu'da binlerce köy yolu kapanırken elverişsiz hava şartları yüzünden çok sayıda yerde elektrik ve telefon arızaları meydana geldi.

Muş'ta hasta kurtarmaya giden paletli ambulans yolda kaldı. Yoğun kar yağışı nedeniyle Giresun'da merkez ve ilçelerde okullar 1, köy ve beldelerde ise 2 gün daha tatil edildi. Aşırı soğuklar hayvanları da vurdu. Çevre ve orman il müdürlükleri, yaban hayvanları için araziye yem ve su bırakırken, Bayburt'ta karayolu kenarında TEDAŞ ekipleri tarafından, ayakta donarak ölen bir kurt bulundu.

Matematik işlemini yapın sonuca şaşırın

Buna çok şaşıracaksınız... Ayakkabı numaranızla yaşınızın ne alakası olabilir? Ama artık aradaki bağlantı bulundu. Siz de bakın ve sonucu görün...

Ayakkabı numaranızı 5 ile çarpın.
Cıkan sonuca 50 ekleyin.
Cıkan sonucu 20 ile çarpın.
Cıkan sonuca 1007 ekleyin.
Ve son olarak dogum yılınızı cıkarın.

İlk iki rakam ayakkabı numaranız, son iki rakam yaşınız.

Yapılan en vahşi gösteri bu olsa gerek!

Çin'de, aslanların önüne koyun atarak ziyaretçilere 'eğlenme' fırsatı veren bir hayvanat bahçesinin ardından şimdi de başka bir gösteri tartışmalara yol açtı.

Ülkenin güneydoğusundaki Fujian kentinde bir hayvanat bahçesi, ziyaretçilere, at üstünde gezen aslan ve kaplanları izletiyor. Şok edici karelerde sirki andıran gösteriler sırasında bir atın üzerine çıkan aslan görülürken, hayvan eğiticisi de, elindeki kırbacıyla hayvanın alan çevresinde dönmesini sağlıyor.

Dünyada tarihe geçen 'en saçma' suçlar

Tarihin en başarılı soygunlarını planlayıp uygulayan insanlar yaptıkları ufak salaklıklar yüzünden bakın nasıl yakayı ele verdiler. İşte güldüren suçlar.

Tarihin en başarılı soygunlarını planlayıp uygulayan insanlar yaptıkları ufak salaklıklar yüzünden bakın nasıl yakayı ele verdiler. İşte güldüren suçlar.

  • Detroitli bir hırsız 1968'de bir soyguna köpeğini de götürdü. Beklenmedik bir anda polisler gelince hırsız köpeği bırakıp kaçtı. Polislerin hırsızı yakalamak için tek yapmaları gereken köpeğe "hadi eve git oğlum" demek oldu.
  • San Antoniolu bir kadın uyuşturucu bulundurmaktan tutuklandı. Çünkü arabasının motorunda 18 kilo morijuana bulunmuştu. Peki, nasıl bulundu derseniz? Arabasını yağ değişimi için tamirciye bırakınca. Yağ değişimi için motor kapağının açılacağını bilmiyormuş.
  • Bir inşaat işçisi Arkansas'ta bir marketi soyduktan çok kısa sonra yakalandı. Onu yakalatan soygun sırasında başına taktığı şapkaydı. Şapkasında adı - soyadı yazıyordu.
  • Florida'da bir adam bankayı soydu. Veznedara silahı doğrultup bir kâğıt uzattı. Kâğıtta kendisine paraları vermesini yazmıştı. Olay yerinden kaçtı ama o da çok kolay yakalandı. Çünkü veznedara verdiği kâğıt adamın maaş koçanından bir parçaydı. Üzerinde de adı ve adresi yazıyordu.
  • 1975 yılında bir restoranı basan soyguncu çok acemiydi. Öyle ki aldığı paraları silahının sapı ile beline sıkıştırırken silah patladı ve kendini öldürdü.
  • Tarihin en başarılı soygununa imza attılar. 1950 yılında Brink Bank'ın Boston merkez binasındaki kasayı soydular. Kasadaki 2 milyon doları alıp kayıplara karıştılar. Ancak yanlışlıkla paranın 800 bin dolarlık kısmını bankada unuttular. 11 kişilik çete yıllarca ele geçirilemedi. taki biri polise gidip itiraf edene kadar. Çete üyesi 2 milyon dolardan kendine az pay verildiği için kızmış ve arkadaşlarını ihbar etmişti. Tabii 800 bin doların bankada kaldığından habersizdi.
  • Araba hırsızı kız arkadaşı ile bir soyguna çıktı. İçine girdiği arabada bir fotoğraf makinesi buldu. O poz verdi, kız arkadaşı hırsızlığı fotoğrafladı. Sonra makinenin değerli olmadığına kanaat getirip, onu arabada bıraktılar. Arabanın sahibi makinedeki filmi tab ettirince, hırsız yakayı ele verdi.
  • Florida da bir soyguncu parmak izinden yakayı ele verdi. Ne var bunda demeyin, zira soyguncu parmak izinden yakalanmasının şokunu yaşıyordu. Çünkü her soygunda mutlaka eldiven kullanıyordu. Peki, ne oldu derseniz? Biraz aklı kıt biriymiş, kullandığı yarım parmaklı golf eldiveniymiş.
  • O kalpazanların şüphesiz en salağı... Kaldığı otele kendi yapımı olan sahte paralarla ödeme yapmaya kalktı, yakalandı. Sorun şuydu; paralar mükemmel bir taklit olsa da 16 dolar diye bir kâğıt banknot üretilmemişti.
  • Ve salak suçlara son bir örnek... New York’ta her yıl insanlar o kadar çok ısırma suçu işliyor ki şaşarsınız. Şöyle diyelim bu kentte fareler tarafından ısırılan insan sayısının tam üç katı, insanlar tarafından ısırılıyor.

Böyle şoför daha önce hiç gördünüz mü?

Kadın, tarfikte terör estirdi. 14 dakikada 4 ayrı kazada 4 otomobili hurdaya çevirdi. Kadının kaza, ''sadece gün ışığında araba kullanıyorum'' oldu.

Emekli kadın 14 dakika içinde 4 kazada 4 otomobili hurdaya çevirdi.

Kaza sonrası ilk sözü, "ben sadece gün ışığında araba kullanıyorum" oldu.

Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya bölgesinde yaşayan 87 yaşındaki kadın, 14 dakika içinde 4 kaza yaparak bir rekora imza attı. Maria S adlı kadın zarar verdiği araçlar için 16 bin euro(Yaklaşık 27 Bin YTL) ödemek zorunda kaldı.

Dakika dakika kazalar:

17.04: Münster kentinde virajı dönemeyen 87 yaşındaki kadın Opel marka aracıyla başka bir otomobile bindirdi.

17.12: Yaşlı kadın ters yola girdi. 63 yaşındaki bir adamın aracına vurdu.

17.14: Trafik polisi peşine düştü ancak kadın 90 kilometre hızla kaçmayı başardı.

17.16: Yaşlı kadın yine ters yola girdi. Bu kez bir Opel Astra'ya çarptı.

17.18: Kaza rekortmeni kadın bu defa da bir VW Golf araca bindirdi. Dördüncü kazadan sonra kadının arabasından indikten sonra söylediği ilk sözü, "Normalde ben sadece gün ışığında araba kullanıyorum" oldu.

Bu kız sadece hayvanlarla konuşuyor

Ağzından henüz 'anne' ya da 'baba' kelimesi çıkmamış olan 4 yaşındaki Rose Willcoks'un hayvanlarla kurduğu iletişim herkesi şaşırtıyor.

Daily Mail gazetesinin haberine göre 1 yaşından bu yana sadece hayvanlarla konuşan Rose, vaktinin çoğunu inekler, atlar, yunuslar ve kuzularla konuşarak geçiriyor.

Kızlarının hayvanlarla konuşurken onların çıkardığı sesleri taklit ettiğini bildiren anne, ‘Kızımızın inek ve atlarla diyalog kurması bizi çok şaşırtıyor. Çünkü hayvanlar da ona aynı tonda sesler çıkararak karşılık veriyor’ dedi.

Tedavi için ABD’ye götürülmesi planlanan küçük Rose'un, insanlarla da konuşmaya başlaması için doktor gözetiminde yunuslarla yüzdürüleceği bildirildi.

Uçan halı mümkün!

Şimdiye kadar masallar için bile fazlasıyla "uçuk" bir fantezi gibi duran uçan halıların, gerçekte mümkün olabileceği öne sürüldü.

Bu "havalı" iddiayı dile getirenlerse, Harvard Üniversitesi matematikçileri.

Harvard profesörleri, "Physical Review of Letters" dergisinde yayınladıkları bilimsel bir makalede, uçan halıların deniz yüzeyinde uçuyormuş gibi görünen bazı vatoz balığı türleri gibi hareket edebileceği iddiasını dile getirdiler. Ancak, makalede dile getirilen uçma eylemi, şimdilik saniyede 10 kez titreşebilen bir banknot büyüklüğü için pratik gözüküyor.

Daha büyük ve daha ağır versiyonlarının "ne fizik ne de yasalarla" yasak olmadığı yorumu yapan matematikçilerden Lakshiminarayanan Mahadevan, "Ancak bu büyüklükte bir halıyla seyahatin çok konforlu olmayacağı gözüküyor. Daha konforlu bir uçan halı seyahati, daha az dalgalanan, daha yavaş bir versiyonla mümkün olabilir." diye yazdı.

Öğrencilerin verdiği güldüren cevaplar

Öğrenciler cevabı bilmediklerinde sınav kağıdına öyle şeyler yazıyorlar ki gülmemek elde değil. İşte sınava giren öğrencilerin güldüren cevapları.

Sınavlarda öğrencilerin verdiği bu cevaplar gerçekten güldürüyor:

İŞTE SORULAR VE CEVAPLAR:

VAR MI YOK MU?

Çılgın felsefe hocası 100 puanlık tek soruyu yanındaki sandalyeyi göstererek sorar:
- Bana bu sandalyenin var olmadığını kanıtlayın!
100 puan alan tek kişinin cevabı ise sadece şudur:
-
Hangi sandalye

İLKOKUL 3. SINIF

Soru: Ormanların faydalarını sayınız.
Cevap:
Ormanların faydaları saymakla bitmez.
Sonuç: Tam not

NE BİLİRSİN?

SEVİYE: Üniversite
DERS: Eğitim Felsefesi
SINAV: Bütünleme
Sınav şu sorudan ibarettir:
- Bildiğiniz iki soruyu yazıp cevaplayınız.

Yalnız bir sorun vardır derse hiç devam etmemiş öğrenci dersin içeriğini hiç bilmemektedir. Dolayısıyla kendine sorabileceği iki adet soru da bulamamaktadır. Beyninin derinliklerinden, dönemin ilk dersine girdiğini hatırlar. Bu derste duyduğu cümleden de yeterli doneyi almıştır.

SORU 1: İlk Milli Eğitim Bakanımız kimdir?
CEVAP: Hasan Ali Yücel

SORU 2: Hasan Ali Yücel kimdir?
CEVAP: İlk Milli Eğitim Bakanımız'dır.

BEST OF

Soru: Ahmet Haşim'in en ünlü eserlerinin toplandığı eserin adı nedir
Cevap: Best of Ahmet Haşim

EFSANE OLMANIN YOLU

SORU: deprem sırasında ortaya çıkan enerjiye ______ ______ denir."

Doğru cevap depremin magnitüdü'dür, fakat zeki bir arkadaşımız: "Helal olsun" yanıtıyla okulda efsane olmayı başarmıştır.

İnternethaber

Zekiyim diyorsanız bunu bilin! TIKLAYIN

426,359 Euro elde kalansız olarak nasıl 2'ye bölünür Cevabı zor değil bulursunuz. Biraz daha düşünün. Bulamadınız mı? Eh o zaman cevabını öğrenmek istiyorsasnız aşağıya bakın.

Cami duvarında tam 85 yıllık top mermisi

Kurtuluş Savaşı yıllarında Yunanların top atışına tuttuğu beldede, cuma namazının kılındığı sırada camiye isabet eden ancak patlamayan mermi. Caminin ikinci katına isabet eden top mermisi, bu tarihten sonra “Allah’ın bir takdiri” olarak değerlendiren ilçe halkı tarafından olduğu yerde koruma altına alındı.

Türk askerinden kaçan Yunan işgal kuvvetlerine ait batarya, Manisa’nın Saruhanlı ilçesi Mütevelli beldesindeki Cibilli tepesinden 8 Eylül 1922 Cuma günü saat 12.30’da Hacırahmanlı beldesine top atışı başlattı. Bu sırada 3 top mermisinin isabet ettiği beldede, iki ayrı yerde patlama meydana geldi.



105’lik top mermilerinden birisi ise 1901 yapımı Çarşı Camisi’ne cemaatin cuma namazı kıldığı sırada girdi, ancak mucize eseri mermi patlamadı.

Çarşı Camisi’nin duvarına, “Kurtuluş Savaşı’nda Mütevelli kasabasının Cibilli tepesine yerleşen Yunan işgal kuvvetleri bataryası tarafından 8 Eylül 1922 Cuma günü saat 12.30’da Hacırahmanlı kasabasına bombalı taarruza geçilmiştir. Bu bombalardan birisi Çarşı Camisi’nin 2. katına isabet etmiştir. Yüce Allah’ın takdiri bu bomba, duvara girip patlamamıştır” yazısı asıldı.

Kargalara karşı ağaçlara CD astılar

Çınar ağaçlarına konarak gürültü kirliliği yaratan kargaları, eski CD'leri ışığı farklı şekillerde kırarak yansıttığı için ağaçlara asarak, korkutup kaçırmayı planlıyor.

Kocaeli'nde vatandaşlar, demir yolunun kent merkezi dışına çıkarılmasıyla yaya yolu olarak düzenlenen güzergahın kenarındaki çınar ağaçlarına konarak, çevreyi ve yoldan geçenleri kirleten, çıkardıkları seslerle de çevre sakinlerini rahatsız eden kargalar nedeniyle sorun yaşıyor.

Daha önce denediği ''kargasavar sonic sistemi''nden verim alamayan Saraybahçe Belediyesi, bu kez ağaçlara asmayı planladığı eski CD'lerin ışığı kırarak farklı şekillerde yansıtması özelliğinden yararlanıp kargaları kaçırmayı hedefliyor.

Geçmiş yıllarda kargaları kaçıracak projelere para ödüllerinin dahi verildiği kentte belediye, daha önce Elazığ'da kullanılan ve başarılı sonuçlar alındığı söylenen yöntemi denemeye hazırlanıyor. Halk arasında ''yürüyüş yolu'' olarak adlandırılan yolun kenarında çoğu asırlık 100 dolayındaki çınar ağacının her birine 40-50 adet asılacak toplam 4-5 bin eski CD ile aydınlatma sistemlerine ihtiyaç duyuluyor.

KARGALAR KOCAELİ'NİN TARİHİ SORUNU

Saraybahçe Belediye Başkanı Halil Vehbi Yenice, kargaların yarattığı çevre ve gürültü kirliliğinin kentin tarihi sorunu olduğunu söyledi.

Çınar ağaçlarını mesken tutan kargalara karşı geçmiş yıllarda çeşitli mücadele yöntemleri denendiğini, ancak başarı sağlanamadığını anlatan Yenice, son olarak CD'lerin yansıtma özelliğinden faydalanıp kargaları kaçırmayı planladıklarını belirtti.

Kargaların özellikle akşam saatlerinde geceyi geçirmek amacıyla çınar ağaçlarına konduğunu ifade eden Yenice, ''Çınar ağaçlarının altında demir yolu olduğu dönemlerde sorun fazlaca hissedilmiyordu. Demir yolunun kent dışına taşınması ve buranın yürüyüş yolu olarak düzenlenmesi, binlerce karganın yarattığı çevre kirliliği ile mücadele etmemizi gündeme getirdi'' dedi.

KARGASAVAR SONİC SİSTEM İŞE YARAMADI

Yenice, kargalarla kendi döneminden önce de çeşitli mücadele yöntemleri denendiğini, hatta kargaları kent merkezinden uzaklaştıracak projelere para ödülü gibi teşvik edici girişimlerin olduğunu anımsattı.

Kargaların şehir merkezine eylül ayı sonunda geldiğini, mart ayı sonunda göç ettiklerini belirten Yenice, yarattıkları kirlilği önlemek için ağaçlara konmalarını engellemeye çalıştıklarını, bunu sağlamak için ise araştırmalar yaptıklarını kaydetti.

2004 yılında tanesi 600 dolardan 6 cihaz satın alarak ''kargasavar sonik sistemi'' kurduklarını, ancak sistemi fazlaca kullanamadıklarını ifade eden Yenice, şunları söyledi:

''Bu hayvanları kaçırmak için yürüyüş yolu güzergahındaki binaların cephelerine çaylak, atmaca, şahin, kartal seslerini çıkaran 'kargasavar sonic sistemi' kurmuştuk. Zamanla bölgede oturan vatandaşlar sistemin sesinden rahatsız oldular ve çalıştırılmamasını talep ettiler. Şikayetler üzerine 2 yer haricinde tüm cihazları sökmek zorunda kaldık. Çalıştığı bölgelerde kargaları kovduk, ancak cihazların sökülmesiyle kargalar geri geldi. Kargalar sanılanın aksine çok akıllı hayvanlar.''

IŞIKLA KORKUTMA

Cihaz yerine başka arayışlar içine girdiklerini ve kargaların ışıktan korktuğunu öğrendiklerini dile getiren Yenice, bazı ağaçları projektörlerle aydınlatarak, bazılarına yansıtıcı özelliğinden faydalanmak için CD'ler takarak, bazılarına da hareketli lazer ışını göndererek deneme yapacaklarını, etkili olan yöntemi bin 200 metrelik güzergah boyunca uzanan 100 dolayındaki çınar ağacına uygulayacaklarını kaydetti.

Yenice, CD'lerden faydalanma yöntemini şöyle anlattı: ''Elazığ'da askerlik yapan bir tanıdığımız orada bu yöntemin kullanıldığını söyledi. CD'ler ışığı farklı şekilde kırdığı için kargalar ağaca yaklaşırken algıladığı farklı ışıklardan korkuyor ve ağaca yaklaşmıyormuş. Şu anda bir vinç araştırıyoruz, vinç yardımıyla bazı ağaçlara deneme amaçlı eski CD'ler yerleştireceğiz ve ağacı aydınlatacağız. Bir ağaca 40 ya da 50 dolayında CD asılacağını tahmin ediyorum. Eski CD'leri kullanabileceğimiz için maliyeti olmayacak bir proje.''

Yenice, yöntemin etkili olması halinde diğer ağaçlara da CD'lerin asılacağını kaydetti.

Şimdiye kadar kendilerine etkili olabilecek yalnızca bir kaç projenin tavsiye edildiğini dile getiren Yenice, projeler arasında yer alan telefon konuşmalarını kesen, televizyon ve radyo frekanslarını etkileyen elektronik sistemi uygun görmediğini söyledi.

Bir başka projenin de ''ağ germe'' olduğunu dile getiren Yenice, fiziki şartların ağaçların üzerine ağ germeye müsaade etmediğini sözlerine ekledi.

Bu fotoğraftaki iri cisim sizce ne olabilir?

Bu fotoğraftaki iri cisim sizce ne olabilir? Zaman zaman buna benzer haberleri okuyoruz ama bunun gibisini daha önce görmeyen okumayan çok vardır.

Şiddetli karın ağrısı şikayetiyle hastaneye başvuran 41 yaşındaki Dilber Kaya'nın rahminden çıkan cisim doktorları şok etti

Şanlıurfa'da şiddetli karın ağrısı şikayetiyle hastaneye başvuran 41 yaşındaki Dilber Kaya'nın rahminde bir kitle tespit edildi. Kitle tam 2 kilo 200 gram ağırlığında çıktı...

Evli ve 4 çocuk annesi olan Kaya, muayenelerin ardından ameliyata alındı. Doktorlar operasyon sırasında büyük bir şok yaşadılar. Çünkü rahimdeki kitle, tıp tarihinde rastlanmayacak büyüklükteydi.

Rahimden çıkan kitle tam 2 kilo 200 gram ağırlığında... 25 santim çapındaki kitlenin rahmin tamamını sardığı belirlendi. 7 haftalık gebelik büyüklüğündeki kitlenin urların da etkisiyle çok büyüdüğü tespit edildi.

Ameliyatı yapan kadın Doğum Uzmanı Dr. Mehmet Ağar, Kaya'nın sağlık durumunun iyi olduğunu açıkladı. Dr. Ağar, 'Kitle şu ana kadar literatürde pek rastlamadığımız şekilde ve büyüklükteydi. Bu nedenle ameliyat etmeye karar verdik. Başarılı bir ameliyat oldu' dedi.

Kedi ve köpeğin, şaşırtan dostluğu

Gaziantep'te, kedi ve köpeğin dostluğunu gören vatandaşlar, şaşkınlıklarını gizleyemiyor.

Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi yanında çiçekçilikle iştigâl eden 55 yaşındaki Ahmet Kılıç'ın kedisi Boncuk ile köpeği arasındaki dostluğu görenler şaşırıyor. Günün 24 saatini beraber geçiren hayvanlar, aynı kaptan yemek yiyor, birlikte geziyor, birlikte oynuyor.
Ahmet Kılıç, hayvanlara iyi davrandıktan sonra hepsinin uysal olabileceğini belirterek, "Bu hayvanların karnını doyurursak ve iyi davranırsak neden eğitilmesinler? İşte gördüğünüz gibi kedi ve köpek birlikte yaşıyor. Köpek, yavru olduğu dönemde kediyi emziriyordu. Şimdi sütü kalmadı diye kedi emmeyi bıraktı. Beraber burada otururlar, yatarlar. Acıktıkları zaman da yanıma gelirler. Ben de çoğu zaman kebapçılardan kavurma ve kemik alarak bu hayvanlara veriyorum. Sürekli
birlikteler. Karınları doyduktan sonra beraber oynarlar. Buradaki manzara vatandaşların büyük ilgisini topluyor. Yoldan geçenler kedi ve köpeğin dostluğunu görünce fotoğraflarını çekiyor. Birçok vatandaş, 'Hayvanlar ne güzel anlaşıyor, biz insanlar neden anlaşamıyoruz?' diyor. İşte bu bir misâldir" dedi.

İlginç bir vazgeçirme taktiği

Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır. Emekliliğinin ilk birkaç haftasını huzur içinde geçirir; ama sonra ders yılı başlar.

Okulların açıldığı ilk gün dersten çıkan öğrenciler, yollarının üzerindeki her çöp bidonunu tekmelerler, bağırıp, çağırarak geçer giderler. Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam buna bir son vermeye karar verir.

Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapının önüne çıkar onları durdurur ve,
"Çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültüler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün bir dolar vereceğim" der.

Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve şöyle der:

"Çocuklar, enflasyon beni de etkilemeye başladı. Bundan böyle size sadece günde elli sent verebilirim…"

Çocuklar pek hoşlanmazlar, ama yine devam ederler gürültüye. Aradan bir kaç gün daha geçer ve yaşlı adam yine karşılar onları.

"Bakın" der, "Henüz maaşımı almadım bu yüzden size günde ancak 25 sent verebilirim, tamam mı?"

Çocuklar, "İmkansız bayım" der.

"Günde 25 sent için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz.”

Belediye kararıyla ölüm yasaklanır mı?

Modern dünya sonunda bunu da gördü. Modern Avrupa'nın merkezi olan Fransa'nın bir köyünde belediye ölmeyi yasakladı. Ölecekleri de ağır cezalarla tehdit etti.

Fransa'nın güneybatısında bulunan 260 nüfuslu küçük bir köy olan Sarpourenx'un belediye başkanı, köyün sakinlerine "Ölmeyin, ölenler sertçe cezalandırılacak" tehdidinde bulundu.

Belediye başkanı Gerard Lalanne, "mezarlıkta yer kalmadığı için Sarpourenx'da gömülmek isteyenlerin "ölmelerinin yasaklandığını" açıkladı. Lalanne, "Yasaya uyulmaması durumunda suçlular sert bir biçimde cezalandırılacak" derken, konunun ciddiyetine ilişkin olarak da, "Bu bazıları için komik birşey olabilir ama benim için değil" yorumunu yapmakla yetindi.

Lalanne kararının gerekçesini ise şöyle açıkladı: "İdare mahkemesinin yandaki özel arazinin mezarlığa dahil edilmesini haksız bulması üzerine böyle yasaklayıcı bir karar almak zorunda kaldım. Olumlu bir çözüm bulamadığım için de üzgünüm." 70 yaşına basan Lalanne, yapılacak yerel seçimlerde yedinci kez başkanlığı elde etmeye çalışacak.

Kumbaralı tuvalet yerden çıkıyor!

Çin'de parklara, ana cadde ve yolların kenarlarındaki yeşil alanlara ve otobüs duraklarına yakın yerlere, halka açık yeni tip tuvaletler yerleştirildi.

Çin'in doğusundaki Shandong eyaletinin başkenti Jinan'da, parklara, ana cadde ve yolların kenarlarındaki yeşil alanlara ve otobüs duraklarına yakın yerlere, halka açık yeni tip tuvaletler yerleştirildi. Normalde yerin altında saklı kalan yeni tip devlet tuvaletleri, kumbara kısmına para konulduğunda, otomatik olarak zeminin altından çıkıp, kullanılmaya hazır hâle geliyor.

Kızına rekor fiyata tuvalet aldı!

Tuğba ve İlhami Yumak ismini daha önce bir başarı öyküsü ile duymuştuk... Bu kez ise rekor fiyata satın alınan bir İngiliz tuvaleti ile gündeme geldiler...

GENETİK DAHİSİ
Tuğba Yumak'ın öyküsünü kısaca aktaralım. Bu aile daha öncede medyanın gündemine gelmişti demiştik... Tuğba türban nedeniyle Türkiye yerine İngiltere'de eğitim aldı. Liverpool Üniversitesi Genetik
Mühendisliğini birincilikle bitirince Türkiye'deki gazetelere haber olmuştu. 15 yaşından beri İngiltere'de eğitim hayatını sürdürüyor. Üniversiteyi bitirmesine rağmen, türban sorunu nedeniyle İngiltere'de kalma kararı aldı.

Tuğba Yumak, başörtülü olduğu için Türkiye'de eğitim göremeyen gençlerden... Türk üniversitelerinin kapılarını kapattığı Tuğba'ya Liverpool Üniversitesi eğitim hakkı tanıdı... Tuğba ise geçen yıl bu üniversitenin Genetik Mühendisliği Bölümü'nü birincilikle bitirdi.

KIZINA TUVALET ALDI

Tuğba Yumak bu kez İngiliz gazetelerine bir tuvalet ile kapak oldu... Aslen Konyalı olan ve bir dönem İngiltere İslam Kültür Merkezi'nin başkanlığını yapan babası İlhami Yumak ona sıradışı bir hediye satın aldı.

REKOR TEKLİF

Liverpool kentindeki bir halk tuvaleti açık artırma ile satışa çıkarıldı. Harap haldeki geleneksel tuvalette "Bay" ve "Bayan" yazıları halen orjinal halleri ile duruyor. İhalede tuvalet beklenden 9 kat fazla bir fiyata satıldı.

Tuvaleti satın alan İlami Yumak oldu... Verdiği fiyat ise tam 90 bin pounda (214 bin YTL...) Yumak, orjinal İngiliz tuvaletini 26 yaşındaki Genetik Mühendisi kızı Tuğba'ya hediye olarak satın aldı.

İngiltere'deki gazetelere konuşan Tuğba Yumak, babasının böyle bir hediye almasına çok şaşırdığını söyledi.
Tuğba, "Babam geleceğim için yatırım yapmak istiyordu.
Kısa vadede bu yapıyı restore edip, kiraya verilmek üzere dükkanlar yapacağım" dedi.

Liverpool'da bu tarz halka açık tuvaletler açık artırma usulü ile satılıyor.

Tuğba Yumak'ın öyküsünü kısaca aktaralım. Bu aile daha öncede medyanın gündemine gelmişti demiştik... Tuğba türban nedeniyle Türkiye yerine İngiltere'de eğitim aldı. Liverpool Üniversitesi Genetik
Mühendisliğini birincilikle bitirince Türkiye'deki gazetelere haber olmuştu. 15 yaşından beri İngiltere'de eğitim hayatını sürdürüyor. Üniversiteyi bitirmesine rağmen, türban sorunu nedeniyle İngiltere'de kalma kararı aldı.

Tüylerimiz neden diken diken olur?

Stres ve heyecanı ifade etmekte kullanılan bir deyim olan 'tüylerin diken diken olması'nın, aslında vücudumuzun soğuk havalarda kullandığı bir yöntem...

Stres ve heyecanı ifade etmekte kullanılan bir deyim olan 'tüylerin diken diken olması'nın, aslında vücudumuzun soğuk havalarda kullandığı bir yöntem...

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanı Yard. Doç. Dr. Ahmet Demircan, yaptığı açıklamada, vücudun soğuktan korunmasının önemli olduğunu belirterek, bunu sağlamak için dokuların bir dizi ısı üretme yöntemi geliştirdiğini söyledi.

Vücuttaki tüylerin deri altına bağlandığı küçük kasların stres, üşüme ya da rahatsızlık duyulan durumlar karşısında kasılmasının, tüylerin diken diken olmasına neden olduğunu anlatan Demircan, özellikle soğuklarda ortaya çıkan bu durumla ortaya çıkan ısı enerjisinin, vücudu çok az da olsa ısıttığını belirtti.

''Yani tüyler, deri altındaki kasların refleks olarak kasılmasıyla ortaya çıkan ısı enerjisinin hapsedilmesi amacıyla dikilir'' diyen Demircan, dokuların diğer ısı üretme yöntemlerini şöyle sıraladı:

''-Besinlerin hücrelerde enerjiye dönüştürülmesi,

-Egzersiz gibi istemli veya soğukta titremede olduğu gibi istemsiz kas aktivitesi,

-Vücudun ısı koruma mekanizmasının çalışması (Deri damarlarının kasılarak daraltılması sonucu deri kan akımının azaltılması ve bu şekilde daha derin dokularda göllendirilen kandaki ısı kaybının azaltılması)

-Terlemenin azaltılması,

-Vücut yağlarının yakılması.''

BİRKAÇ KAT GİYSİ

Soğuktan korunmada giysilerin büyük önem taşıdığını ifade eden Demircan, ''Bir kaç tabaka giysi soğuğa karşı tek bir kat giysiye oranla daha etkilidir'' dedi.

Giyilen en dış giysinin suya ve rüzgara karşı yalıtkan olması gereğini belirten Demircan, ıslanınca ağırlaştığı için yağışlı havalarda kumaş elbise ve ayakkabılardan kaçınılmasını önerdi. Demircan, soğuk ısırmasından korunmak için de burun, kulak, yüz ve ellerin soğuğa korunmasız maruz kalmamasının önemli olduğunu da söyledi.

Bu kuzunun dişleri altın kaplama Video

İnanılmaz ama gerçek... ALtın kaplama dişli kuzu... Karşılaştıkları manzara karşısında şoke olan Bilgi ailesi, yetkililerden ne için yardım istedi?

Karşılaştıkları manzara karşısında şoke olan Bilgi ailesi, yetkililerden ne için yardım istedi?

Edremit'e bağlı Akçay tatil beldesinde inşaat işleriyle uğraşan Halil Bilgi, hayır için kesmek üzere memleketi olan Ağrı'dan kuzu getirtti. Kuzuyu kestikten sonra kellesini eşinin pişirdiğini ve kuzunun dişlerinde altına benzer bir kaplama olduğunu fark ettiklerini belirten Halil Bilgi, "2 yaşında olduğunu sandığımız kuzuyu hayır için kestik. Kellesini kaynattıktan sonra dişlerinin altın kaplama olduğunu gördük. Birkaç yere giderek incelettik. İlk kez böyle bir durumla karşılaştım ve hâlâ gözlerime inanamıyorum" dedi.

Su içerek intihar etti!

İngiltere’de çok fazla su içen Shaun McNamara (35) hayatını kaybetti. Odasında cansız halde bulunan McNamara’nın cesedine otopsi yapıldı.

35 yaşındaki adam odasında cansız bulundu. Ölüm sebebiyse su içmek...

İngiltere’de çok fazla su içen Shaun McNamara (35) hayatını kaybetti. Odasında cansız halde bulunan McNamara’nın cesedine otopsi yapıldı.

Kalp krizi sonucu öldüğü ileri sürülen McNamara’nın aşırı su tüketiminden hayatını kaybettiği ortaya çıktı.

Aşırı su içilmesi nedeniyle hayatını kaybetme vakaları daha çok maraton koşucularının başına gelen nadir bir neden olarak biliniyor.

Otopsiyi yapan Doktor Dr Ian Reed, “35 yıllık meslek hayatımda ilk kez böyle bir olaya rastladım. Hastanın psikolojik sorunları varmış. İntihar üzerinde duruyoruz” dedi.

Tarihe geçen en acayip ölüm hikayeleri

Hiç sakalına basıp ölen birini duydunuz mu? Ya da boynuna taktığı eşarptan boğulan birini... Neatorama adlı haber sitesi tarihin en ilginç ölümlerini seçti.

Neatorama adlı haber sitesi tarihin en ilginç 30 ölümünü seçti. İşte en acayip ölüm hikayelerinden bazıları...

Çılgın terzi

Moda tasarımcılarıyla ünlü Paris’te 1911’de şehrin en ünlü terzilerinden Franz Reichelt fonksiyonel bir kıyafet hazırladı. Reichelt geniş bir mantoyu andıran tasarımının paraşüt olarak da kullanılacağına inandı. Bunu ispat etmek için Eyfel Kulesi’nden atlayan terzi yanılgısını canıyla ödedi.

Rasputin efsanesi

Rus mistik Grigori Rasputin’nin (1869-1916) çarlığa yakın olması düşmanları harekete geçirdi. Rasputin’e önce siyanür içirildi. Ancak fare zehrinin öldürmemesi üzerine silahla vuruldu. Kaçmaya başlayan Rasputin’in başına demir levyeyle vurdular. Buzla kaplı nehre atılarak boğulan Rasputin’in donmuş cesedi iki gün sonra sudan çıkarıldı.

Beyzbol topu

Amerikan Cleveland Indians’ın efsanevi oyuncusu Ray Chapman oyun sırasında başına vuran ve kafatasını parçalayan beyzbol topuyla yaşamını yitirdi.

Timsah avcısı avlandı

Avustralyalı vahşi doğa uzmanı Steve Irwin ‘Timsah Avcısı’ olarak anılıyordu. Irwin, Great Barrier Reef’de belgesel film çalışması sırasında dikenli bir vatozun göğsüne iğnesini fırlatması sonucunda öldü.

Sakalı sonu oldu

Dünyanın en uzun sakallı adamı olarak bilinen Avusturyalı Hans Steininger bir gün tutkuyla uzattığı sakalının ölümüne neden olacağını aklına bile getirmedi. 1567’de bir metre 40 santimetre uzunluğundaki sakalına takılınca dengesini kaybetti. Boynu kırılan Steininger anında yaşamını yitirdi.

Rol değil gerçek

Amerikalı komedyen Dick Shawn kahkaha dolu şovu sırasında meslektaşlarını eleştiriyordu. ‘İşim için hiçbir zaman yerlere kapanmam’ derken sahnenin zeminine düşen Shawn’ı hayranları çılgınca alkışladı. Shawn 10 dakika boyunca aralıksız süren alkışlardan sonra kalkmayınca yanına gelen güvenlik görevlileri öldüğünü fark etti.

Tatlı tatlı göçtü

İsveç Kralı Adolf Frederick tatlıya düşkünlüğüyle tanınıyordu. ‘Ölümüm savaş arenasında değil yemek masasında olsun’ sözüyle ünlü olan İsveç kralının istediği oldu. Hazımsızlık sorunu olan kral 1771’de 61 yaşındayken havyar, havuç çorbası, ringa balığı, karidesli börek ve 14 porsiyon tatlısını bitirdikten beş dakika sonra dünyaya veda etti.

Şaka gibi... Tam 50 yıl nezarette unutuldu

Olay şaka değil, gerçek. Sri Lanka'da mahkemeye çıkarılmaksızın 50 yıldır gözaltında tutulan kişinin 80 yaşında serbest bırakıldığı bildirildi.

Sri Lanka'da mahkemeye çıkarılmaksızın 50 yıldır gözaltında tutulan kişinin 80yaşında serbest bırakıldığı bildirildi.

D.P. James adlı kişinin avukatı, müvekkilinin 1958 yılının ağustos ayında babasına kesici aletle saldırıp yaraladığı gerekçesiyle gözaltına alındığını, daha sonra akli dengesinin yerinde olup olmadığını anlamak için hastaneye nakledildiğini ve ardından yine hapishaneye döndüğünü ve bu andan itibaren de dosyasının Sri Lanka adli bürokrasisi içinde kaybolup gittiğini açıkladı.

D.P. James'i kefaletle serbest bırakan mahkeme, 'nadir görülen bu üzücü olay' için özür diledi.

Geçen yıl sonunda hastaneye kaldırılan D.P. James'in durumunun dikkati çekmesi üzerine cezaevi yönetiminin araştırmaları sonucu olayın ortaya çıktığı belirtildi.

Çocuğunuz aslında bir dahi mi? Tıklayın

Dahilik belirtileri küçük yaşlardan itibaren ortaya çıkıyor. Belki sizin çocuğunuzda geleceğe yön verecek bir birey olabilir. Bunu ölçmek şimdi çok kolay.

Çocuktaki dahilik belirtileri küçük yaşlardan itibaren ortaya çıkıyor. İşte araştırmadan ilginç sonuçlar...

İNGİLTERE’NİN Oxford kentinde Üstün Zekalılar Eğitim Merkezi’nde yapılan bir araştırmaya göre, çocuktaki dahilik belirtileri küçük yaşlardan itibaren ortaya çıkıyor. Araştırmaya katılan Dr. Bernadette Tynan, liderlik yetenekleri gelişmiş, okul yıllarında arkadaşlarıyla geziler düzenleyen, biraz büyüdüğünde cep harçlığını biriktirip tatile çıkan ya da odada yalnız kalınca lego oynamaya dalan çocukların gelecekte başarılı olma şanslarının yaşıtlarına oranla daha fazla olduğunu belirtti. Meraklı ve sürekli soru soran çocuklar da eğer bu yetenekleri köreltilmezse, bir gazetede ya da NASA’da önemli işlere imza atabilir. İngiliz uzmana göre, sürekli konuşan çocuklar ise geleceğin dahi avukatı ya da televizyoncusu olabilir

DAHİLİK TESTİ YANITLARI

1) - a) 17 b) 41 c) 22
2) - Çok akıllısın
3) - Kar tanesi
4) - C. Çünkü her şeklin önce tamamı, sonra yarısı dolu.
5) - D. Diğer şekillerde üçgenler hep aynı yönde. Bu şekilde ise üçgenler karşı karşıya.

Soygun sahnesi gerçek sandı ve öldürdü

Undergraund filmi gibi... Angola'da, soygun sahnelerinin yer aldığı bir filmin çekimi sırasında polisin olayı gerçek soygun sanarak ateş açması sonucu 2 aktör hayatını kaybetti.

Filmin yönetmeni Radical Ribeiro, AFP ajansına yaptığı açıklamada, Angola'nın başkenti Luanda'nın bir banliyösünde çekim yapıldığı sırada, ölen aktörlerin elinde oyuncak silahların olduğunu söyledi.

Polisin sete baskın düzenlediğini ve yakın mesafeden ateş açtığını anlatan Ribeiro, iki aktörün yere düştüğü anda nasıl donup kaldığını anlattı.

Ribeiro, "Lütfen ateş etmeyin, bu bir film" diye bağırıncaya kadar polislerin ateş açmaya devam ettiğini, daha sonra yaralılara yardım etmeden olay yerini terk ettiklerini söyledi.

Angolalı yetkililer, yönetmen Ribeiro'nun bu iddiaları karşısında henüz bir yorumda ya da açıklamada bulunmadı.

Bu fotoğrafta gariplik var; ama nerede?

20 yaşlarındaki genç adam, cerrahi servisinin kapısının önünde bekliyor. Sigarasını tüttürüyor. Ama o misafir değil. Ve bakın kafasında ne var?

20 yaşlarındaki genç adam, cerrahi servisinin kapısının önünde bekliyor. Kolundaki serumun poşetini kafasının üstünde koymuş, elinde de sigara var! Hasta hasta tüttürüyor. Dünyanın başka bir memleketinde görülmesi zor bir manzara. Sigaraya olan sevda hastalık falan dinlemiyor. Serum bile vız geliyor.

Bu fotoğraf DHA muhabiri Fatih Karacalı tarafından Adana'da bir hastanenin bahçesinde çekildi!

Matematikte ne kadar iyisiniz? TIKLAYIN

İngiliz matematik profesörü Norman D. Lock’un geliştirdiği bu sistemle dahi olabilirsiniz! Bu problemi çözmek için yalnızca 30 saniyeniz var!

4 işlem kombinasyonundan oluşan 10 aşamalı hesaplama sistemini 30 saniye içinde tamamlayarak beyin kapasitesini artırmak mümkün...

Bu hesapla, ilkokul çağındaki çocukların aritmetik ve matematiksel yetenekleri artırılabilecek. İşlemleri soldan sağa direktifleri uygulayarak 30 saniye içinde bitirmek gerekiyor. Daha sonra başlangıçtan orta seviyeye ve ardından ileri aşamaya geçiliyor.

Erken öten horoza 250 euro ceza

Vaktinden önce öten horoz sahibinin başına büyük iş açtı. Horozu gün ağarmadan öttüğü için komşularının şikayetçi olduğu çiftçiye mahkeme ceva verdi. Çiftçi itiraz etti.

İtalya'nın Bolzano bölgesinde yaşayan bir çiftçi, horozu gün ağarmadan öttüğü gerekçesiyle komşularının şikayeti üzerine İtalyan mahkemesi tarafından 250 euro para cezasına çarptırıldı.

Çiftçi, tavuk yetiştirebilmek için horoza ihtiyaç duyduğunu belirterek çaresizliğini kanıtlamaya çalıştı. Ancak başka çıkar yol bulamayan çiftçi, yerel Çiftçiler Birliği'nin desteğiyle temyiz mahkemesine başvurmaya hazırlanıyor.

Çay kültüründe Türk ailesi tarifi

Aile de çay da bizim kültürümüzün olmazsa olmaz parçaları.... Sabah akşam çay içen Türk ailesi çay kültürü ile tarif edilirse ortaya nasıl bir şey çıkar diye merak eden varsa, işte o tanım:

Kaynana çaydanlık gibidir, fokur fokur kaynar,

Gelin demlik gibidir, sinsin sinsi demlenir,

Oğlan bardak gibidir, bir gelin doldurur bir de kaynana

Görümce çay kaşığı gibidir, arada bir gelir ortalığı karıştırır

Çocuk şeker gibidir, ortalığı tatlandırır

Kayınpeder de çay tabağı gibidir, okkalıca oturur seyreder...

Korkunç hata 4 yıl sonra anlaşıldı

Suudi Arabistan'daki bir hastanenin hatası 4 yıl sonra düzeltiliyor. Yanlış ailelere verilen bir Türk ve bir Suudi erkek çocuk, gerçek ailelerine kavuşacak.

Bir Türk ve bir Suudi erkek çocuğunun 4 yıl önce doğdukları Suudi Arabistan'ın güneyindeki Necran kentinde yanlış ailelere verildiği ortaya çıktı.
Suudi Arabistan'ın El Vatan gazetesinde yer alan habere göre, Yusuf - Funda Cüce çiftinin şüpheleri üzerine bir süre önce Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde yaptırdıkları DNA testleri sonucunda, "Yakup" adındaki çocuğun kendi oğulları olmadığı ortaya çıktı.
Kendi çocuklarına kavuşmak için harekete geçen Türk aile, ilk olarak Suudi Arabistan'daki sağlık yetkililerine başvurdu. Ancak başvuruları kabul edilmeyen Türk ailesinin Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı'na şikâyette bulunması üzerine Necran'daki Kral Halid Hastanesi konuyu aydınlığa kavuşturmak için başkent Riyad'daki Kral Halid Hastanesi'nde yeni bir DNA testleri yaptırdı. Sonuç, Necran Emiri Prens Meşal bin Suud bin Abdülaziz tarafından açıklandı. Prens Meşal, DNA testlerinin Yakup'un Suudi Arabistanlı baba Muhammed Âl Müncem'in çocuğu, Âl Müncem ailesi yanında büyüyen Ali'nin de Türk ailesinin çocuğu olduğunun tespit edildiğini belirtti. Prens, artık her çocuğun doğal yuvasına dönmesi gerektiğini söyleyerek, iki çocuğun gerçek ailesine teslim edilmesi prosedürlerinin yasalara uygun olarak yakında gerçekleştirileceğini açıkladı.
Sonuçları bir türlü kabul edemeyen baba Âl Müncem'in Sağlık Bakanlığı aleyhinde 13 milyon dolarlık tazminat davası açmayı planladığı bildirildi.

Pazarda domates-biber-laptop yanyana

Semt pazarına alışverişe giden Bakırköylüler, domates-biber almak için dolaşırken, bilgisayar ve teknoloji ürünleri sattığı tezgâhla karşılaşıyor. Pazarda ilk defa böyle bir tezgâh gören vatandaşlar, ellerindeki pazar çantalarıyla bilgisayarları inceliyor. Ürünlerin hepsinin faturalı ve garantili olduğunu belirten Ali Emre, "Aslında amacımız reklâm yapmaktı. Broşürden afişe kadar birçok yöntemi deniyoruz. Ama halkın içine karışarak daha iyi tanıtım yapabileceğimizi düşündük." diyor. Emre, gördükleri ilgiden çok memnun olduğunu söylerken, 'www.pazarbilgisayarcisi.com' isimli bir web sitesi kurduklarını belirtiyor. Emre, pazardaki tezgâha gelen müşterileri farklı adreslerdeki 4 mağazasına yönlendiriyor. Şimdiye kadar 400 kartvizit dağıttığını anlatan Emre, bu müşterilerden 40'ının dükkânına gittiğini söylüyor. Mağazalarda, pazardan gelen müşterilere yüzde 20'ye varan indirim uygulanıyor. Pazara sebze almaya geldiğini belirten Murat Yalçın (38) isimli bir vatandaş ise ilk defa böyle bir satışa şahit olduğunu ifade ediyor. Yalçın, "Pazardan bilgisayar alır mısınız?" sorusuna, "Eğer fiyatı uygun ve garantisi varsa neden olmasın?" diye karşılık veriyor.